Yirmi Dokuzuncu Söz ve Şerhi
Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî
-
Keşfü’l-Envâr Külliyyâtı
- Tesettür Risalesi'nin Şerhi
- Yirmi Altıncı Söz'ün Zeyli ve Hàtimesi'nin Şerhi ile Beşinci Mektûb'un Şerhi
- On Birinci Söz'ün Şerhi
- Dokuzuncu Söz'ün Şerhi
- Ene Risâlesi'nin Şerhi
- İkinci İşâret’in Şerhi
- Kader Risâlesi Şerhi (Genişletilmiş Yeni Baskı)
- Yirmi Üçüncü Lem‘a, Tabîat Risâlesi’nin Şerhi
- On Dördüncü Lem‘a’nın İkinci Makámı’nın Şerhi
- Münâzarât'ın Şerhi
- Haşir Risâlesi’nin Şerhi
- Hüve Nüktesi ve Şerhi
- Yirmi Dokuzuncu Söz ve Şerhi
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (1. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (2. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (3. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (4. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (5. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (6. Cild)
- Yirmi Yedinci Mektûb (Bir Kısım)
- İkinci Şuá‘ın Şerhi
- Yirmi Dördüncü Mektûb ve Şerhi
- Telvîhát-ı Tis’a Risâlesi Şerhi
-
Rumûzu’l-Kur’ân Külliyyâtı
- Rumûzu’l-Kur’ân (1-5)
- Mir’âtü'l-Cihâd
- İ‘câzu’l-Kur’ân
- Dokuzuncu Şuá‘ın Dokuz Álî Makámı
- Kitâbu’z-Zekât
- Rahmân Sûresi’nin Tefsîri
- Nüzûl-i Ísâ (as)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (1. Cild)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (2. Cild)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (3. Cild)
- Külliyyât-ı Hulûsıyye
-
Muhtelif Eserler
“Onuncu Söz”ün “Sekizinci Hakíkat”ine mürâcaat et.
Hem, başta Muhammed-i Arabî aleyhi’s-salâtü ve’s-selâmın bin mu‘cizâtının kuvvetiyle, bütün enbiyâ ve mürselînin ve evliyâ ve sıddîkínin vukúunda müttefik olup haber verdikleri gibi, şu kâinât, bütün âyât-ı tekvîniyyesiyle, vukúundan haber veriyor.
acz
ve cehlden münezzehtir. O hâlde, va‘d ve
vaídini elbette yerine getirecektir.
(“Onuncu Söz”ün “Sekizinci Hakíkat”ine mürâcaat et.
Hem, başta Muhammed-i Arabî
aleyhi’s-salâtü ve’s-selâmın bin mu‘cizâtının
kuvvetiyle, bütün enbiyâ ve mürselînin ve evliyâ ve sıddîkínin
vukúunda müttefik olup haber verdikleri gibi,) ya‘nî Cenâb-ı Hak, teklîfî olarak haşri
vaad etmiştir. Buna delîl, Resûl-i Ekrem (asm)’a verilen bin tâne
mu‘cizedir. Kezâ, bütün peygamberlerin mu‘cizeleri de aynı
ânda haşrin vukúuna delîldir. Çünkü, bütün enbiyâ ve mürselînin da‘vâları,
tevhîdden sonra haşir mes’elesinde temerküz ediyor. O da‘vânın
hakkániyyeti için bu mu‘cizeler peygamberlere verilmiştir.
Kezâ, evliyâlar, keşif ve kerâmetlerine dayanarak; asfiyâlar ise delîl ve tahkíkatlarına
i‘timâd ederek, Kıyâmet’in kopacağını ve
haşrin vukú‘ bulacağını
kat‘í olarak isbât etmişlerdir. Elbette, yalan
üzerinde birleşmeleri mümkün olmayan böyle bir cemâat-i azímenin
verdiği haber haktır, doğrudur.
Öyle ise, haşir vukú‘ bulacaktır; (şu
kâinât, bütün âyât-ı tekvîniyyesiyle, vukúundan
haber veriyor.) Ya‘nî, Cenâb-ı
Hak, tekvînî olarak da haşri vaad etmiştir.
Ya‘nî, şu kâinâtın bütün hâlleri ve gidişâtı
dahi isbât eder ki; bu álem bir gün harâb olacak, bir daha âhiret súretinde
dirilecektir. Yoksa, bu álemde yapılan hadsiz masárif abes olup
boşuna gider.
Hulâsa: Müellif (ra), bu “Dördüncü Mes’ele”de, dünyânın
âhiret súretinde dirileceğini dört delîl ile isbât
etti. Şöyle ki:
Birincisi: Başta
Kur’ân-ı Mu‘cizü’l-Beyân olmak üzere bütün semâvî kitâblar haşrin
vukú‘ bulacağını haber veriyor.
İkincisi:
Cenâb-ı Hakk’ın celâlli ve cemâlli bütün esmâ ve sıfât-ı İlâhiyyesi,
haşrin vukú‘ bulacağına delâlet ediyor.
Üçüncüsü: Başta Resûl-i Ekrem (sav) olmak üzere bütün enbiyâ ve mürselîn mu‘cizelerine; bütün asfiyâ ve muhakkıkín tahkíkátlarına; bütün evliyâ ve sıd-
Lügat: peygamber, muhammed, temerküz, elbette, birinc, hadsiz, âhiret, âhire