Yirmi Üçüncü Lem‘a, Tabîat Risâlesi’nin Şerhi
El-Hâc Molla Muhammed Ali Doğan (Muhammed-i Kersî)
-
Keşfü’l-Envâr Külliyyâtı
- Tesettür Risalesi'nin Şerhi
- Yirmi Altıncı Söz'ün Zeyli ve Hàtimesi'nin Şerhi ile Beşinci Mektûb'un Şerhi
- On Birinci Söz'ün Şerhi
- Dokuzuncu Söz'ün Şerhi
- Ene Risâlesi'nin Şerhi
- İkinci İşâret’in Şerhi
- Kader Risâlesi Şerhi (Genişletilmiş Yeni Baskı)
- Yirmi Üçüncü Lem‘a, Tabîat Risâlesi’nin Şerhi
- On Dördüncü Lem‘a’nın İkinci Makámı’nın Şerhi
- Münâzarât'ın Şerhi
- Haşir Risâlesi’nin Şerhi
- Hüve Nüktesi ve Şerhi
- Yirmi Dokuzuncu Söz ve Şerhi
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (1. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (2. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (3. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (4. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (5. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (6. Cild)
- Yirmi Yedinci Mektûb (Bir Kısım)
- İkinci Şuá‘ın Şerhi
- Yirmi Dördüncü Mektûb ve Şerhi
- Telvîhát-ı Tis’a Risâlesi Şerhi
-
Rumûzu’l-Kur’ân Külliyyâtı
- Rumûzu’l-Kur’ân (1-5)
- Mir’âtü'l-Cihâd
- İ‘câzu’l-Kur’ân
- Dokuzuncu Şuá‘ın Dokuz Álî Makámı
- Kitâbu’z-Zekât
- Rahmân Sûresi’nin Tefsîri
- Nüzûl-i Ísâ (as)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (1. Cild)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (2. Cild)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (3. Cild)
- Külliyyât-ı Hulûsıyye
-
Muhtelif Eserler
AMMÂ İKİNCİ MES’ELE, Teşekkele bi-nefsihî’dir. Ya‘nî, “Kendi kendine teşekkül ediyor.”
İşte, bu cümlenin dahi çok muhâlâtı var. Çok cihetle bâtıldır, muhâldir. Nümûne için muhâlâtından üç tânesini beyân ederiz.
BİRİNCİSİ: Ey muannid münkir! Senin enâniyyetin seni o kadar ahmaklaştırmış ki, yüz muhâli birden kabûl etmeyi, bir derece hükmediyorsun. Çünkü, sen mevcûdsun. Ve basît bir madde ve câmid ve tegayyürsüz değilsin.
Kendi
kendine olur mu?
(AMMÂ İKİNCİ MES’ELE: Teşekkele binefsihî’dir. Ya‘nî,) mevcûdât-ı álem (“Kendi kendine teşekkül ediyor) şekilleniyor, súret sáhibi oluyor” diyorlar. (İşte, bu cümlenin dahi çok muhâlâtı) aklın kabûl edemeyeceği imkânsızlıkları (var. Çok cihetle bâtıldır, muhâldir. Nümûne için muhâlâtından) aklen kabûlü mümkün olmayan imkânsızlıklarından (üç tânesini beyân ederiz) açıklarız ki, o üç muhâl de yüzer muhâli ihtivâ etmektedir.
O üç muhâlden (BİRİNCİSİ: Ey muannid) inâdcı (münkir), hakkı kabûl etmeyen inkârcı! (Senin enâniyyetin) benliğin, gurûrun (seni o kadar ahmaklaştırmış ki, yüz muhâli birden kabûl etmeyi, bir derece hükmediyorsun.) Senin bu “Kâinât, kendi kendine teşekkül ediyor” inancın yüzlerce muhâlleri ihtivâ ettiği hâlde, enâniyyetinden gelen ahmaklığın sebebiyle o muhâlleri mümkün sanıyorsun. Hâlbuki, senin mümkün zannettiğin şey, yüzer muhâlâtı intâc ediyor. (Çünkü,