Rumûzu’l-Kur’ân (1-5)
Muhammed Doğan / Molla Muhammed el-Kersî
-
Keşfü’l-Envâr Külliyyâtı
- Tesettür Risalesi'nin Şerhi
- Yirmi Altıncı Söz'ün Zeyli ve Hàtimesi'nin Şerhi ile Beşinci Mektûb'un Şerhi
- On Birinci Söz'ün Şerhi
- Dokuzuncu Söz'ün Şerhi
- Ene Risâlesi'nin Şerhi
- İkinci İşâret’in Şerhi
- Kader Risâlesi Şerhi (Genişletilmiş Yeni Baskı)
- Yirmi Üçüncü Lem‘a, Tabîat Risâlesi’nin Şerhi
- On Dördüncü Lem‘a’nın İkinci Makámı’nın Şerhi
- Münâzarât'ın Şerhi
- Haşir Risâlesi’nin Şerhi
- Hüve Nüktesi ve Şerhi
- Yirmi Dokuzuncu Söz ve Şerhi
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (1. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (2. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (3. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (4. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (5. Cild)
- Arabî İşârâtü’l-İ‘câz Meâl ve Şerhi (6. Cild)
- Yirmi Yedinci Mektûb (Bir Kısım)
- İkinci Şuá‘ın Şerhi
- Yirmi Dördüncü Mektûb ve Şerhi
- Telvîhát-ı Tis’a Risâlesi Şerhi
-
Rumûzu’l-Kur’ân Külliyyâtı
- Rumûzu’l-Kur’ân (1-5)
- Mir’âtü'l-Cihâd
- İ‘câzu’l-Kur’ân
- Dokuzuncu Şuá‘ın Dokuz Álî Makámı
- Kitâbu’z-Zekât
- Rahmân Sûresi’nin Tefsîri
- Nüzûl-i Ísâ (as)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (1. Cild)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (2. Cild)
- Yirmi Beşinci Mektûb, Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (3. Cild)
- Külliyyât-ı Hulûsıyye
-
Muhtelif Eserler
Çünkü, bütün bunlar, gaybî umûrdur. O zât (asm), ümmî olduğu hâlde bu gaybî umûru birdenbire haber vermesi, başlı başına bir mu‘cizedir.
Evet, okur-yazar olmayan bir insâna göre, “Yahûdîlik nedir? Hıristiyanlık nedir? Sábiînlik nedir?” gibi suâllere cevâb vermesi, elbette bir eser-i mu‘cizedir. Zîrâ, o zât-ı Ümmî (asm) târîh bilmiyor, okumamış. Hâlbuki, bu táifelerin hakíkí mâhiyyetlerini bilmek ve haber vermek, dünyâ çapında bir ihbârdır. O günkü devletlerle alâkalı, dünyâ târîhiyle ilgili bir mes’eledir. Resûl-i Ekrem (asm) ümmî olduğu hâlde Yahûdîlik, Hıristiyanlık ve Sábiînlik dînlerinin bâtıl olduğunu söylemesi bedâheten gösterir ki; o zât-ı Ekrem (asm), nebîdir. Allâmü’l-Guyûb’dan haber alır ve ders verir.
Yahûdîlik, Hıristiyanlık ve Sábiînliğin vahy-i semâvîye ve hak kitâba dayanmadığını söylemesi, o zât-ı Ekrem (asm) tarafından hak kitâb olan Tevrât, İncîl, Zebûr ve suhuf-i semâviyyenin bilindiğini ortaya koyuyor. Hâlbuki, o zât-ı Ekrem (asm), Tevrât, İncîl, Zebûr ve suhuf-i semâviyyeyi okumamıştır. Yahûdîlik, Hıristiyanlık ve Sábiînlik dînlerinin semâvî kitâblara dayanmadığını ve bâtıl olduğunu söylemesi elbette mu‘cize eseridir. Mâdem bu konuları doğru olarak haber veriyor; o hâlde gaybî bir Zât tarafından kendisine vahy olunuyor. Çünkü, kendisine vahy olunmazsa, elbette gaybî olan bu konuları bilemez. Mâdem bilerek ve doğru haber veriyor; öyle ise o zât-ı Ekrem (asm), nebîdir.
Hulâsa: Gaybî olan mezkûr hakáikı şöyle özetlemek mümkündür: Nebiyy-i Ümmî olan o zât-ı Ekrem (asm)’ın;
1) Yahûdîlik, Hıristiyanlık ve Sábiînlik dînlerinin bâtıl olduğunu söylemesi,
2) Hak olan dînin, İslâm dîni olduğunu beyân etmesi,
3) Tevrât, İncîl, Zebûr ve bütün suhuf-i semâviyyenin aslının hakkániyyetini zikr etmesi ve Yahûdîlik, Hıristiyanlık ve Sábiînlik dînlerinin de o semâvî kütüb ve suhuflara dayanmadığını haber vermesi, gaybî birer mu‘cizedir.
İkinci Vecih: Resûl-i Ekrem (asm) gelmeden önce geçmiş peygamberlere îmân edenlerin, her ne kadar ismen Yahûdî olsa da Hazret-i Mûsâ (as)’ın dîni olan İslâma tâbi‘ ve Tevrât’la amel eden Yahûdîlerin; her ne kadar ismen Nasárâ olsa da Hazret-i Ísâ (as)’ın dîni olan İslâma tâbi‘ ve Tevrât ve İncîl’le amel eden Hıristiyanların; Hazret-i Nûh ve Hazret-i İbrâhîm (as)’ın dîni olan İslâma tâbi‘ ve suhuf-i İbrâhîm ile amel edenlerin ehl-i necât olduklarını haber vermesi; mâzíye áid ihbârât-ı gaybiyye nev‘ındendir.
Lügat: peygamber, elbette, enbire, kündür, mezkûr, nebiyy