muhâfaza ettiği ve daha da umûmî ve küllî bir súrette edeceği için Bedîuzzamân, senelerden beri mütemâdiyyen gizlenmekte, tanıtılmamakta ve çürütülmeye ve on dört def‘a zehirletilmek súretiyle sû-i kasdlarla imhâ edilmeye çalışılmakta idi. Fakat, onun eserlerindeki hakíkat pek yüksek ve pek kuvvetli olduğu için, târîhte hîç bir ilim adamına yapılmayan eşedd-i zulüm ve istibdâd, bu müellif ve mütefekkirin şahsına yapıldığı hâlde kat‘ıyyen beş para etmedi. Bi’l-akis emsâlsiz işkence ve taarruzlar, eserlerin kesretle intişârına medâr oldu. Nihâyet Cenâb-ı Hak, anti demokratın cebirlere nihâyet verecek ve bu istibdâdı da yıkacak olan sizleri imdâdımıza yetiştirdi. Bunun içindir ki; sizlere gáyet derecede mühim ve mecliste halledilmesi ihtiyâc ve lüzûm-i şedîd ve ácil olan vatan ve millet ve Álem-i İslâm ölçüsünde bir hakíkati şu takdîm eylediğimiz “Târîhçe-i Hayât”la ifşâ etmeye muvaffak olabilmişsek üniversite gençliğinin uhdesindeki kudsî vazífelerden en mühimmine muvaffak olmanın sevinciyle Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükürler edeceğiz.

   Bununla berâber Kur’ân-ı Hakîm’in bu asırdaki bir mu‘cize-i ma‘neviyyesi olması haysiyyetiyle, vatan ve millet gençliğimizin ve Álem-i İslâm’ın şiddetli ihtiyâcını tam karşılayacak kuvvet ve mâhiyyette olan ve bunun için bu vatan ve milletin her sâhadaki refâh ve saádetini te’mîn edecek hárika ve muazzam bir eser külliyyâtının Müellifine tamâmen serbestiyyet verilerek, eserin fazla mikdârda neşredilip husúsan gençliğimizin imdâdına yetiştirilmesine imkân verilmesinde ve yalnız ve yalnız particilik nâmına ve iktidârın elden gitmesi tevehhümüyle ve eserlerin neşrine mâni‘ olmak kaydıyla ve fahrî avukatların Demokrat olmaları sebebiyle, en küçük bir delîl bulamadıkları hâlde kánûnsuz ve kasdî uzatılan muámelelere son verilmesinde gayret ve

Lügat: demokrat, tevehhüm, işkence, muazzam, serbest, taarruz, hadsiz, meclis, millet, âdiyye, şiddet, imkân, küllî