Anasayfa > Haber > Kızıl Îcaz tercüme ve şerh edildi
Kızıl Îcaz tercüme ve şerh edildi

-
İlgili Haberler
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin, Risâle-i Nûr Külliyatını te'life başlamadan önceki dönemde yazdığı eserlerden birisi olan Kızıl Îcâz, Molla Muhammed Doğan tarafından tercüme, şerh ve izah edildi. Milâdî 16. asırda yaşayan Ebu Zeyd Abdurrahman b. Seyyidî Muhammed es-Sagîr el-Ahdarî (ö. 983/1576) tarafından Arapça beyitler halinde yazılan "Süllemü'l-Mürevnak" adlı eserin ilk 67 beytine şerh yapan Bediüzzaman Hazretleri, "Sathî zihinleri mülâhazada dikkate ve tefekkürde derinliğe alıştırmak için her nasılsa böyle bir eser yazmıştım. Madem ki yazılmış, neşir de olunsun. Hiç olmazsa ‘İ'lem’ ile başlayan mebâhise bakılsın" diyor.
Zâhirde mantık konularının anlatımı gibi görünen eserin, dikkatle incelendiğinde îmânî ve Kur'ânî bahislerle çok yakın irtibatlı olduğu görülüyor. Ayrıca bütün dünyaya deli gömleği gibi giydirilen "Yunan felsefesi, Aristo mantığı" gibi sözümona "doğru/istikametli düşünme" aldatmacasının, hiçbir temeli olmadığını ortaya çıkaran eser, gerçek müstakim düşünme yolunun yine Kur'an ve vahy-i İlâhîye dayandığını isbat ediyor.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, "Kur'ân'ın bir mu'cize-i maneviyyesi" dediği Risale-i Nur Külliyyatından önce de pek çok eser telif etmişti. Kaderin garip bir cilvesidir ki, büyük çoğunluğu Arapça olan bu eserleri günümüz insanına doğru şekilde ulaştırmak pek mümkün olmadı. İşârâtü'l-İ'câz gibi harika bir tefsire, aslında olmadığı halde "bir kısım nasârâ, bazı ehl-i kitâb" gibi itikadı ifsâd eden birtakım ibareler sokuşturuldu. Türkçe telif edilen "Münâzarât" isimli eser, Osmanlı Devletinin son yıllarında uyguladığı "Meşrûtiyet" idaresini tamamen şeriat temellerine oturtma hedefi taşıdığı halde, bazı müfsid taifeler tarafından demokrasi putperestliğini benimsemenin delili gibi gösterildi. Yine Arapça olan Mesnevi-i Nuriyye de çok nâkıs bir tercüme ile yeni nesillere aktarılırken, metindeki lâfızların "mânâ ve medlûlü"nün ne olduğu sahîh bir şekilde anlatılamadı.
Risâle-i Nûr'daki hakáik ile yakın irtibatlı
Molla Muhammed Doğan tarafından, 2003 yılından itibaren Tahşiye Yayınları ile başlayan Risale-i Nur'u şerh ve izah etme hizmeti, ilerleyen yıllarda Üstâd Bediüzzaman Hazretlerinin, Osmanlı Devleti döneminde telif ettiği eserlere de uzandı ve bu eserlerin hem sahih bir tercümesi, hem de şerh ve izahı yapıldı. Şimdi yine o dönemin eserlerinden "Kızıl Îcâz" da; tercüme, şerh ve izaha kavuşturuldu. Zâhirde bir mantık eseri gibi görünen "Kızıl Îcaz", aslında Risâle-i Nur'da geçen îmânî ve Kur'ânî hakáik ile çok yakın irtibatlı. Molla Muhammed Doğan hocamızın gayret ve himmetiyle günümüz insanının istifadesine sunulan bu eser, her ne kadar ilmî bir altyapıya sahip olmayı gerektiriyorsa da mutlaka herkes bir şekilde hissesini alabilir. Nasıl ki Risâle-i Nûr'u, Hacı Hulûsî Beyin tabiriyle "müdakkikáne ve muhakkikáne" okumak bir vazife ise, bu eser de aynı hassâsiyetle okunduğu takdirde istifadeye medâr olabilir.
Abbasîler devrinde Halife Me'mun'un marifetiyle Yunanlı felsefe eserleri tercüme edilmeye başlanmıştı. Böylece İslâm âlemine sokulan "Aristo mantığı", asırlar boyunca medreselerde okutuldu. Gerçek doğru düşünmenin kaynağı gibi kabul edildi. 1839'daki Tanzimat Fermanı ile zirve yapmaya başlayan Batılılaşma cereyanı ve felsefe istîlâsı, bütün İslâm âleminin baş belâsı oldu. Batılı gibi düşünmeyi faziletmiş gibi gösteren bu deli gömleği, yine Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri tarafından yırtıldı. "Süllemü'l-Mürevnak" adlı esere şerh yaparak "Kızıl Îcâz" adını veren Üstad Hazretleri, dar dairede de olsa gerçek mantıklı ve istikametli düşünmenin Kur'an ve vahiy kaynaklı olduğunu gösterdi. Şimdi bu eserin Molla Muhammed Doğan tarafından yapılan tercüme, şerh ve izahı; Yunan felsefesi hayranlığına ve Aristo mantığına tamamen son veriyor.
İki cild, toplam 1616 sayfa hacmindeki eseri şu adresten temin edebilirsiniz: www.heybil.com